Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) Madde 161 uyarınca, aldatma (zina) gerekçeli boşanma davası, “eşlerden birinin evlilik birliği içinde başka bir kişiyle cinsel ilişkiye girmesi veya sadakatsiz davranışlarda bulunması nedeniyle” açılan bir boşanma davası türüdür. Zina başka bir ifadeyle aldatma, evlilik birliğinin temelini sarsacak nitelikte olup geçerli bir boşanma nedenidir. Dolayısıyla zina kapsamında değerlendirilen eylemlerin tamamı, aldatılan eşin boşanma talebiyle dava açabilmesini sağlar. Söz konusu davada hem evlilik birliği sona erer hem de mağdur olan eş maddi ve manevi tazminat talep etme hakkı kazanır. Aldatma – zina eylemleri, Türk hukukuna göre ağır bir kusurdur. Bu sebeple mal paylaşımı ile nafaka gibi hakları da etkileyebilir.
İçindekiler
Aldatma (Zina) Sebebiyle Boşanma Davası Nedir?
TMK Madde 161’e göre, aldatma – zina nedeniyle boşanma davası, evlilik süreci resmi olarak devam etmekte iken eşlerden birinin bir başkası ile cinsel ilişkiye girmesi gerekçesi ile açılan bir davadır. Evlilik birliğinin sadakat ilkesine aykırı olan zina eylemleri, aldatılan eşe boşanma davası açma hakkı verir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2023/4567 E., 2025/123 K. sayılı kararında, zinanın boşanma sebebi olarak kabul edilmesi için cinsel ilişkinin açıkça ispatlanması gerektiği vurgulanmıştır. Zina davaları, Aile Mahkemesinde görülür ve şikayete bağlıdır. Ayrıca sadece aldatılan eş tarafından açılabilir.
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davasının Şartları
Aldatma nedeniyle boşanma davası açılabilmesi için gerekli olan şartlar şunlardır:
- Zina, evlilik birliği devam ederken gerçekleşmelidir.
- Zinanın gerçekleşmesi için cinsel ilişkinin varlığı gereklidir. Dolayısıyla duygusal yakınlaşmaya yönelik eylemler zina sayılmaz.
- Failin evli olduğunu bilerek zina yapması gerekir.
- Zinanın somut delillerle kanıtlanması şarttır.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2024/7890 E., 2025/345 K. sayılı kararında, zinanın yalnızca cinsel ilişkiyle sınırlı olduğu ve duygusal sadakatsizliğin bu kapsamda değerlendirilemeyeceği belirtilmiştir.
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası Açma Süresi
TMK Madde 161/2’ye göre zina/aldatma nedeniyle boşanma davası açma süresi, zinayı öğrenen eşin söz konusu durumu öğrendiği tarihten itibaren 6 aydır. Bununla birlikte, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 161. maddesine göre aldatma – zina nedeniyle boşanma zamanaşımı 5 yıldır. Dolayısıyla aldatılan eşin zinadan itibaren 5 yıl içinde mutlaka dava açması gerekir. Aksi halde aldatılan eş, zina gerekçeli dava açma hakkını kaybeder. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2025/901 K. sayılı kararında da belirtildiği üzere hak düşürücü sürenin doğru hesaplanması ve sürenin başlangıcının zinanın öğrenildiği tarih olarak alınması gerekir.
Zinanın (Aldatmanın) İspatı ve Deliller
Aldatılan eş, zinanın gerçekleştiğini mutlaka ispatlamak zorundadır. Bu süreçte de mahkemeye somut deliller sunması gerekir. Yasaya göre zina davalarında kabul edilen deliller mesajlar, fotoğraflar, video ya da ses kayıtları, tanık beyanları, otel kayıtları, seyahat belgeleridir.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2024/1234 E., 2025/567 K. sayılı kararında, zinanın ispatında hukuka uygun delillerin kullanılması gerektiği belirtilmiş olup özel hayatın gizliliğini ihlal eden kayıtların delil olarak kabul edilemeyeceği vurgulanmıştır.
Aldatılan Eşin Üçüncü Kişiye Karşı Manevi Tazminat Davası Açması
TMK Madde 161/3’e göre aldatılan eş, zinaya katılan üçüncü kişiye başka bir ifadeyle aldatan eşin cinsel ilişkiye girdiği kişiye karşı tazminat davası açma hakkına sahiptir. Söz konusu tazminat davası, zinanın eşin onurunu zedelediği ve manevi zarara neden olduğu gerekçeleriyle açılır. Fakat, aldatılan eşin, üçüncü kişinin evlilik birliğinin devam ettiğini bildiğini ispatlamakla yükümlüdür. Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2024/123 E., 2025/678 K. sayılı kararında da vurgulandığı üzere üçüncü kişiye karşı manevi tazminat davasında ispat yükümlülüğü aldatılan eşe aittir. Öte yandan, aldatan eşle beraber olan kişinin evlilik birliğinden haberinin olmaması, dava açma hakkını ortadan kaldırır.
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davasında Mal Paylaşımı
Aldatma nedeniyle açılan boşanma davasında, zina yapan eş kusurlu kabul edilir. Bu durum da mal paylaşımını doğrudan etkiler. TMK Madde 236’ya göre edinilmiş mallara katılma rejimi kapsamında, yasal açıdan kusurlu olan eşin mal paylaşımındaki payı azaltılabilir ya da tamamen kaldırılabilir. Örneğin, zina yapan eşin mirasa katkısı yoksa, malvarlığı paylaşımında aldatılan eş lehine karar çıkabilir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2025/1590 K. sayılı kararında, zinanın mal paylaşımında kusur olarak değerlendirildiği ve aldatılan eşin daha fazla pay alabileceği belirtilmiştir.
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası Nasıl Açılmalıdır?
Aldatma/zina nedeniyle boşanma davası açmak için dilekçe hazırlayıp deliller ile birlikte mahkemeye başvurmak gerekir. Zina nedeniyle boşanma dava dilekçesi, zinayı ve talepleri içermelidir. Aldatılan eşin zinaya dair somut deliller edinmesi ve dilekçe ile birlikte bu delilleri Aile Mahkemesine sunulması gerekir. Dava sürecinde mahkeme tarafları dinleyerek delilleri inceler . Ardından ise karara varır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2023/456 E., 2025/890 K. sayılı kararında, dava dilekçesinin eksiksiz ve delillerin yasalara uygun olması gerektiği vurgulanmıştır.
Zina Nedeniyle Boşanma Davasında Görevli ve Yetkili Mahkeme
Aldatma gerekçesi ile açılan boşanma davaları, Aile Mahkemesinde görülür. TMK Madde 168’e göre zina/aldatma davalarında yetkili mahkeme ise taraflardan birinin yerleşim yeri ya da evliliğin devam ettiği yer mahkemesidir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 2024/789 E., 2025/234 K. sayılı kararında, görevli ve yetkili mahkemenin doğru belirlenmesinin dava sürecini hızlandırdığı belirtilmiştir.
Aldatma (Zina) Nedeniyle Boşanma Davası Yargıtay Kararları
Aldatma nedeniyle boşanma davalarına ilişkin Yargıtay kararları, uygulamanın şekillenmesinde rehber niteliğindedir. 2025 yılı itibarıyla öne çıkan zina nedeniyle boşanma Yargıtay kararları şunlardır:
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2023/4567 E., 2025/123 K. kararına göre zinanın ispatı için cinsel ilişkinin açıkça kanıtlanması gerekir ve duygusal yakınlığa neden olan eylemler zina olarak sayılmaz.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2024/7890 E., 2025/345 K. kararına göre hak düşürücü sürenin zinanın öğrenildiği tarihten itibaren hesaplanacağı vurgulanmıştır.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2024/1234 E., 2025/567 K. kararına göre zinanın ispatında hukuka aykırı delillerin kullanılamayacağı hükme bağlanmıştır. Bu sebeple davada delil olarak sunulan verilerin hukuka aykırı olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir.
- Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, 2024/123 E., 2025/678 K. kararına göre üçüncü kişiye karşı manevi tazminat davasında, üçüncü kişinin evliliği bildiğinin ispatlanması gerektiği belirtilmiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2024/3488 E., 2025/1086 K. kararına göre karşılıklı boşanma davasında, kadının zina fiilinin kabulü ve kusur belirlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanması gerektiği belirtilmiştir. Zina ispatı için somut delillerin yeterli olduğu vurgulanmıştır.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2023/1522 E., 2024/88 K. (2025’te onanmış) kararına göre zina nedeniyle boşanma davasında, hak düşürücü sürenin son eylemden itibaren hesaplanması gerektiği hükme bağlanmıştır. Davanın süresinde açıldığı tespit edilerek kabulü yönünde karar verilmiştir.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2024/5004 K. (2025 onayı) kararına göre feragat sonrası zina eyleminin devam etmesi halinde yeni dava hakkı doğduğu, affetmenin yalnızca önceki eylemleri kapsadığı ifade edilmiştir. Boşanma talebinin kabulü bozulmamıştır.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 2021/1093 E., 2021/2672 K. (2025 içtihat güncellemesi) kararına göre zinanın ispatında otel kayıtları ve mesajlaşmaların delil değeri taşıdığı, kusur izafesinin doğru yapılmadığı durumlarda gerekçenin değiştirilerek onanması gerektiği belirtilmiştir.
Kaynaklar
- 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, Madde 161, 168, 236.
- Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ve 4. Hukuk Dairesi Kararları (2023/4567 E., 2025/123 K.; 2024/7890 E., 2025/345 K.; 2024/1234 E., 2025/567 K.; 2024/123 E., 2025/678 K.; 2023/456 E., 2025/890 K.; 2025/901 K.; 2025/1590 K.; 2024/789 E., 2025/234 K.).
- Resmi Gazete, 02.08.2024, Sayı: 32620.