Kamulaştırmasız Hukuki El Atma
Vatandaşların temel hak ve hürriyetleri milletlerarası anlaşmalar ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası başta olmak üzere pek çok hukuki düzenleme ile güvence altına alınmıştır. Kişilere tanınan ve anayasal güvence altına alınan temel haklardan biri de mülkiyet hakkıdır. Anayasa’nın 35. maddesi ‘’Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz.’’ düzenlemesini içermekle mülkiyet hakkını koruma altına almıştır. Hukuk devletinin ilkelerinden biri, kişilerin temel haklarının kısıtlanamaması olsa dahi mülkiyet hakkı bu hususta istisna teşkil eder. Anayasada da belirtildiği üzere kanuna dayanılarak ve üstün kamu yararı gözetilerek kamulaştırma yolu ile mülkiyet hakkının kısıtlanabilmesi hukuken mümkündür.
Fakat uygulamada sıkça hukuka aykırı olacak şekilde kamu gücünün kullanılarak kişilere ait taşınmazlara el atıldığı görülmektedir. Kamulaştırma işlemi, ilgili idari birim açısından zorlu bir süreç olduğundan dolayı kamulaştırmasız ve bedelsiz bir şekilde gerçekleştirilen bu yöndeki işlemlere kamulaştırmasız hukuki el atma adı verilir.
İçindekiler
Kamulaştırmasız El Atma Nedir?
Kamulaştırmasız el atma ne demek sorusu kamu kuruluşları eliyle mülkiyet hakkı zedelenen veya bu doğrultuda mağduriyet yaşama ihtimali ortaya çıkan çevreler tarafından sıkça sorulmaktadır. Kamulaştırmasız el atma kavramı, idare tarafından kamulaştırma işlemi gerçekleştirilmeksizin herhangi bir bedel ödenmeden veya imar planına dahil edilmeyen bir taşınmazın maliki tarafından kullanımının kamu gücü kullanılarak engellenmesi olarak tanımlanır.
Buna göre kamulaştırmasız el atma hususu fiilen idare tarafından taşınmazın malikinden alınması şeklinde olabileceği gibi fiili bir müdahale olmaksızın taşınmazın statüsünün değiştirilmesi yolu ile de gerçekleşebilir. Bu bağlamda idare tarafından yapılan kamulaştırmasız el atmalara ilişkin özellikler şu şekilde sayılabilir:
İdare tarafından el atılan taşınmazın özel mülkiyet hakkı kapsamında bir kişiye ait olması gerekir: Hazineye ait olan veya özel mülkiyete tabi olsa dahi hakkında usulüne uygun kamulaştırma kararı bulunan taşınmazlar üzerinde gerçekleştirilen idari el atmaların hukuka aykırılık teşkil edeceğinden bahsedilemez. Kamulaştırmasız el atmada bir taşınmaza ilişkin mülkiyet hakkının hukuka aykırı şekilde kısıtlanması hâli mevcuttur.
El atma eyleminin sonucu olarak malikin mülkiyet hakkında doğan etki kalıcı olmalıdır: Malik, kamulaştırmasız el atma hâli neticesinde mülkiyet hakkını veya bu haktan kaynaklanan eylemleri kalıcı olarak kaybedecektir. Örneğin; idarenin geçici olarak farklı bir projeden dolayı el attığı ve ardından hukuki statüsünde herhangi bir değişiklik yaratmaksızın taşınmazı terk ettiği hallerde malikin başvuracağı hukuki yol farklıdır.
El atma işleminin kamulaştırma yetkisine haiz idari kuruluş tarafından yapılması gerekir: Kamulaştırma yapmaya yetkili olmayan idari kuruluş tarafından bir taşınmaza el atılması doğrudan suç teşkil edecektir. Mülkiyet hakkının kısıtlanması yalnızca kanunla ve üstün kamu yararının varlığı hâlinde mümkündür. Kamulaştırmaya ilişkin yasal düzenlemelerde hangi idari makamlarca ilgili kararın alınabileceği düzenlenmiştir. Bunun dışında yapılacak el atmalar, kamulaştırma kararı olsun veya olmasın malike karşı işlenmiş bir suç olarak ortaya çıkacaktır.
Fiili El Atma ile Hukuki El Atma Arasındaki Fark Nedir?
İdare tarafından kamulaştırma kararı olmadan yapılan el atmalar iki farklı kategoride incelenmektedir. Bunlardan ilki fiili el atma adını alır. Fiili el atma durumu, idarenin malike herhangi bir karşılık vermeden ve hukuki bir dayanak mevcut olmaksızın bir taşınmazın zilyetliğine el koymasıdır. Örneğin; belediyenin özel mülkiyete tabi bir taşınmaz üzerinde spor tesisi inşa etmesi fiili el atma olarak tanımlanır.
Hukuki el atma tabiri ile uygulamada daha sık karşılaşılır. Kamulaştırmasız hukuki el atma durumunda idarenin gerçekleştirdiği hukuki bir işlemin neticesinde taşınmazın mülkiyet haklarının zedelendiğinden bahsedilecektir. Anılan el atma türü idare tarafından taşınmazın bulunduğu bölgedeki imar planının faal hâle getirilmemesi veya taşınmazın imar planlarında yeşil alan olarak belirlenmiş olması nedeniyle kullanımının engellenmesi gibi şekillerde görülür.
3194 sayılı İmar Kanunu’nun 10. maddesi ‘’Belediyeler; imar planlarının yürürlüğe girmesinden en geç 3 ay içinde, bu planı tatbik etmek üzere 5 yıllık imar programlarını hazırlarlar… Bu programlar, belediye meclisinde kabul edildikten sonra kesinleşir. Bu program içinde bulunan kamu kuruluşlarına tahsis edilen alanlar, ilgili kamu kuruluşlarına bildirilir. Beş yıllık imar programları sınırları içinde kalan alanlardaki kamu hizmet tesislerine tahsis edilmiş olan yerleri ilgili kamu kuruluşları, bu program süresi içinde kamulaştırırlar. Bu amaçla gerekli ödenek, kamu kuruluşlarının yıllık bütçelerine konulur.’’ hükmünü ihtiva eder. Bu maddeye göre imar planları içerisinde kamu hizmetine tahsis edilmiş taşınmazların 5 yıllık süre içerisinde kamulaştırılması gerekir. İdarenin ilgili süreler içerisinde taşınmazın kamulaştırılması ile ilgili somut adımları atmaması el atma durumunu ortaya çıkaracaktır.
Hukuki El Atmadan Kaynaklanan Kamulaştırmasız El Atma Nedir?
Kişilerin mülkiyetinde olan taşınmazların idare tarafından yapılan imar planları ile kamunun kullanımına ayrılması mümkündür. İmar planları, yalnızca konut ve işyeri inşasının esaslarını belirlemekle kalmaz. Planların içerisinde imara açılacak bölgenin yeşil alan ihtiyacı ve kamu hizmet binalarına olan gereksinim göz önüne alınarak uygun bölgeler idareye ayrılır.
Bu şekilde idareye verilen taşınmazların hukuki el atmaya konu oldukları ve ilgili idari kuruluş tarafından kamulaştırılmaları gerektiği belirlenmiştir. Yasal 5 yıllık süre içerisinde kamulaştırılmayan bu durumdaki taşınmaz maliklerinin el atma sebebiyle yargı yoluna başvurması mümkündür.
Kamulaştırmasız El Atmada Malikin Başvurabileceği Yollar Nelerdir?
Kamulaştırma işlemi gerçekleştirilmemesine rağmen maliki olduğu taşınmazın kullanımı idare eliyle engellenen malikin başvurabileceği birden fazla hukuki yol bulunmaktadır. Fiili el atma durumunda el atmanın önlenmesi davası ikame edilebilecektir.
İlgili dava türünde malik, icra edilebilir bir mahkeme ilamı almak suretiyle idarenin taşınmazı üzerinde haksız olarak yaptığı el atmayı sona erdirebilir. Ayrıca taşınmazın izinsiz ve hukuka aykırı biçimde kullanıldığı süre için malike tanınan haklardan bir diğeri haksız işgal tazminatı talep edebilmesidir. Ecrimisil adıyla da anılan bu taleple taşınmazın kullanıldığı süre boyunca belirlenecek kira bedeli malike ödenir.
Malik kişi tarafından ayrıca bedel tespiti davası ve kamulaştırmasız el atma davaları da ikame edilebilir. Bedel tespiti sürecinin başlaması idare ile malikin uzlaştırma sürecine başvurma zorunluluğunu içerir. Uzlaştırma aşamasında bir bedelde anlaşamayan tarafların uyuşmazlığı yargıya taşıması mümkündür. Hukuki el atmadan kaynaklanan davalarda görevli mahkeme, İdare Mahkemeleri olurken fiili el atmadan dolayı ikame edilecek davalar Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülür. Her iki türlü davaya bakmakla yetkili mahkeme ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleridir.
Kamulaştırmasız El Atma Davasının Süresi Nedir?
Kamulaştırmasız hukuki el atma dava açma süresi herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi tutulmamıştır. İdare tarafından usule ve yasalara aykırı bir uygulama ile taşınmazına el atılan kişiler veya başka deyişle malik kişinin idare uygulaması sonucu taşınmazından faydalanamaz duruma geldiği her an idareye karşı dava açılabilir. Malik tarafından bedel tespiti talep edilebileceği gibi tazminat talebinde de bulunulabilir.
Kamulaştırmasız El Atmanın Hukuki Niteliği Nedir?
Kamulaştırmasız el atma hukuki niteliği itibariyle bir haksız fiili veya hukuka aykırı idari işlemi içerir. Kamu gücünün kullanılması suretiyle vatandaşların mağdur edilmesinin önüne geçilmesi adına idari işlemin iptali kurumu tesis edilmiştir. Taşınmaz malikleri, idari kuruluşların taşınmazları üzerinde kurdukları hakimiyet ve yaratılan durumun hukuki veya fiili el atma oluşuna göre farklı şekillere bürünen yargı yollarına başvurma hakkına sahiptir.
İdareye karşı açılacak davalar titizlikle yönetilmesi gereken ve sonucunda önemli hak değişikliklerine sebebiyet verebilecek davalar olduğundan bir uzmanla çalışılması tavsiye edilir. Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık Ofisi ile yola çıkarak idare hukuku alanındaki sorunlarınıza çözüm bulabilirsiniz.