Tehdit Suçu (TCK Madde 106)
Tehdit suçu kelimesinin karşılığına bakıldığında gözdağı vermek veya korkutmak gibi ifadelerle karşı karşıya kalınabilir. Türk Ceza Kanunu kapsamında bu tarz durumların sözle veya fiilen ortaya çıkması hallerini içine alan düzenlemeler yapılmıştır. Kanun nezdinde bahsedilen tehdidin oluşup oluşmadığına, şartlarına ve diğer unsurlara bakılarak 6 aydan iki yıla kadar değişen oranlarda ceza verilmesi sağlanır.
Şikayete bağlı cezalardan olması yargılama yapılması için ilgili birimlere başvuru yapılması gerektiğini ortaya koyar. Ceza Kanunun ilgili maddesi ise 106 başlığında ele alınarak ilgili ayrıntıların tamamı netleştirilmiştir. Detaylar ve örnek olaylar ışığında yargılaması yapılan sanığa gerekli görüldüğünde ceza verilmesi yoluna gidilebilir. Şikayet ederek ilgili kanıtların sunulması ve davanın görülmesi neticesinde ceza alınıp alınmayacağı netleşecektir.
İçindekiler
Tehdidin Anlamı
Her ağızdan çıkan sözcüğün tehdit olduğu veya olabileceği gibi bir karışıklık yaşanmasının önüne geçmek için TCK 106 kapsamında bazı açıklama ve düzenlemeler yazılmıştır. Bir kişinin başka bir kişiye bedensel, cinsel veya hayati anlamda saldırı yapacağını dile getirmesi şeklinde değerlendirmek gerekir. Malvarlığıyla alakalı bir kötülükten veya farklı bir kötülük yapacağından bahsederek rahatsızlık vermesi de şikayet edildiğinde tehdit kapsamında ele alınır. Şartlara bağlı olarak suç unsurlarına bakılması ve karar verilmesi için dava görülür.
Tehdidin Oluşması
İlgili madde gereği tehdidin oluşması için hangi unsurların varlığına bakılacağı da netleştirilmiştir. Tehditte bulunulması:
- Silahla gerçekleştirilebilir,
- Bir veya birden fazla kişi ile birlikte yapılabilir,
- Suç örgütleri aracılığı ile elde edilen korkutucu güçten faydalanarak yapılabilir.
Bunların varlığı söz konusu olduğunda tehdit aldığını beyan eden mağdurun en yakın kolluk kuvvetlerine giderek suç duyurusunda bulunması gerekir.
Tehdit ve Birlikte İşlenen Suçlar
Tehdit etmenin yanında söz konusu düşüncenin yerine getirilmesi için harekete geçen failin yaralama, mal varlığına zarar verme gibi farklı suçları işlediği de yaygın şekilde görülür. Tehdit suçundan ayrıca görülen davada bu veya buna benzer suçların olması ek olarak ceza alınması anlamına gelir. Bu durumda cezanın 2 yıldan 5 yıla kadar ceza alınması şeklinde değerlendirilmesi beklenir.
Silahla Tehdit Edilme
Tehdit suçunun nitelikli şekli olan silahla tehdit edilme için silahın mağdur olan kişiye bizzat etki etmesi veya edebilecek olması gerekir. Mağdurun silahı görebileceği veya hissedebileceği bir halde olması önemlidir. Böyle olmadığı hallerde ev, araba veya yaşanılan yerlerde kullanımdan kaynaklı iz olup olmadığı noktasına bakılır. Şikayete bağlı şekilde açılan davada görüşülmesi ve ardından karar bağlanması gereklidir.
Tehdit Suçunun Varlığı
Mağdurun hayatını devam ettirmesi konusunda huzursuzluk yaşaması, korkması veya endişe duyması tehdidin oluşması adına yeterli kabul edilir. Yazılı, sözlü veya şekilli haliyle olabileceği gibi silah kullanarak olması da mümkündür. Suçun basit veya nitelikli ayrımını yapmada yardımcı unsurlar hangi yolla yapıldığının, sonuçlarının değerlendirilmesi ortaya koyulur.
Bundan dolayı tehdit suçunun varlığına dair bazen direkt mağdura karşı yapılıp yapılmadığına bakılmadan da karar verilebilir. Mağdurun yakınlarına, söyleyebilecek yakınlıktaki kişilere iletilen tehditler de suçun olmasını sağlayan en önemli etmenlerdir. Bu kişilerin şahitlik yapması suçla alakalı işlem yapılmasından yeterli görülebilir.
Kanunun Korudukları
Söz konusu kanunla alakalı yasada koruma altına alınan bazı yararlar vardır. 106. madde kişinin hukuki bağlamda huzurlu olmasını ve güvensizlik duygusu ile karşı karşıya kalmasını engellemek adına düzenlenmiştir. Kişinin karar vermesi ve hareket etmesi anlamında hakkı olan özgürlüğün elinden alınmak istenmesi olasılığına karşılık 106. madde ile düzenleme yapılmıştır. İç huzur ve sükunetin bozulması, kişinin karar vererek hareket etmesinin engellenmesi durumlarının yasalar sayesinde caydırıcı olmasına niyet edilmiştir.
Suç Duyurusunda Bulunulması
Tehdit edildiğini düşünen ve bu konudan doğan rahatsızlığı yaşamak istemeyen kişilerin suçun gerçekleştiği yerdeki en yakın kolluk kuvvetlerine giderek ilgili konuyla ilgili suç duyurusunda bulunması istenir. Bireysel suç duyurusunda bulunulması gereken suçlar arasında olması herhangi bir şikayet olmadan araştırma yapılmasının önüne geçer.
Suç duyurusunda konuyla ilgili ifade verilmesi ve tehdidi yapanın kim olduğunun anlaşılması üzerinde yardım talep edilmesi hususlarından bahsedilir. Suçu işlediği düşünülen kişinin adının verilmesi veya şüphe oluşturan kişinin ifadede yer alması gerekir. Bu sayede karşı tarafın da ifade için çağrılması ve gerekli suç unsuru görüldüğünde dava açarak soruşturma yapılması konusunda karar verilir.
Soruşturmaya Yer Olmaması ve TCK 106
Her şikayet başlığında olduğu gibi söz konusu kanunla alakalı suç unsurunun oluşup oluşmadığına bakılması söz konusudur. Failin tehditte bulunup bulunmadığına bağlı araştırmanın yapılmasının hemen ardından soruşturmaya yer olmadığı sonucu da çıkabilir. Çünkü yasa nezdinde düzenlenen ayrıntılara bakılarak gerçekten ortada suç olup olmadığına karar verilmelidir. Tehdidin oluşmadığı ve atıl suçun işlenmediğinin görülmesi bu kararın verilmesini sağlayan en önemli değerlendirmedir.
TCK 106’nın Önemi
Yaşama hakkını özgür bir şekilde kullanması gereken bireyin bunu yapmasına engel olan tehdidin ceza hukuku kapsamında caydırıcı olması amacıyla düzenlenmesi önemlidir.
Çünkü insanların en temel hakkı olan yaşam özgürlüğünün elinden alınması veya alınacağı yönünde çeşitli imalarda bulunulması insanların huzursuz olması anlamına geleceğinden oldukça gerekli bir kanun düzenlemesidir. Kanunun özünde insanların yaşama ve iç huzursuzluk gibi olasılıklar ile yaşamama faktörlerinin koruma altına alınması amaçlanmıştır.
TCK 106’ya İtiraz
Söz konusu kanunla alakalı soruşturmaya yer olmadığına karar verilmesi hallerinde mağdurun bu karar itiraz ederek yasal süre içinde yeniden dava açılmasına karar verilmesini talep etmesi gerekir. Bu durumda yeni deliller veya şahitler sunularak suçun fail tarafından işlendiği konusunda kanı oluşturmak amaçlanır.
Böylece suçun oluştuğuyla alakalı fikir değişimi amaçlanarak kararın dava açılma yönünde olması sağlanır. Profesyonel bir avukattan destek almak en doğru seçenek olabilir.