Hastaneye Kabul Sözleşmesi
İnsanların günlük yaşantısı, çevrelerinde yer alan varlıklarla etkileşimlerden ibarettir. Bu sosyal ve ekonomik etkileşimler, tarafları arasında çeşitli borç ilişkilerine neden olur. Gündelik hayatın her yerinde kişi ve kurumların karşılıklı borç ilişkisine girdiğini görmek mümkündür. Örneğin otobüse bindiğinizde, otobüs işletmesi sizi bir yere ulaştırma borcu altına girerken siz de bu hizmet karşılığında bir ücret ödeme borcunu üstlenirsiniz.
Küçükten büyüğe tüm bu ilişkilerin zaman içerisinde tekrarlanması, kanunlar vasıtası ile düzenlenmesi zorunlu hâle gelen tipik sözleşmeler meydana getirmiştir. Türk hukukunda ise sözleşmelerle alakalı düzenlemeler, birkaç istisna haricinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda detaylı bir şekilde belirlenmiştir. Ancak hasta ile özel bir hastane arasındaki ilişkiyi oluşturan hastane kabul sözleşmesi, Borçlar Kanunu’nda düzenlenen tipik sözleşmeler arasında bulunmamaktadır.
Hastaneye Kabul Sözleşmesi Nedir?
Hastane kabul sözleşmelerinin varlığı ve uygulama şartları, kanun yoluyla düzenlenmediği için bir sağlık kuruluşundan hizmet almak isteyen kişi ile bu kuruluş arasında gerçekleştirilen anlaşmalara hastaneye kabul sözleşmeleri adı verilmiştir. TBK’de bu alanda düzenleme olmamasından doğan boşluk, Yargıtay içtihatları ile doldurulmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.06.2020 tarihli ve 2017/13-669 E. 2020/346 K. sayılı ilamında ‘’…Özel hastane ile hasta arasında var olduğu kabul edilen sözleşmenin kurulması, sözleşmenin hukuki niteliği, bu hukuki niteliğe uygun olarak uygulanması gereken yasal hükümlerin neler olduğu, taraflara düşen hak ve borçlar ile bunlara aykırılığın varlığı hâlinde sorumluluklarının tespiti uyuşmazlığın çözümünde önem taşır. Özel hastanelerde kural olarak hekim ile hasta arasında değil; hastane ile hasta arasında bir sözleşme ilişkisi vardır. Özel hastane ile hasta arasındaki sözleşme, Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş tipik bir sözleşme değildir. Özel hastaneye başvuran bir hasta veya kanuni temsilcisi ile yapılan ve özel hastane işleticisinin hem tıbbi hem de diğer mutad edimleri (oda, yiyecek, bakım vb otelcilik hizmetleri) yerine getirmeyi üstlendiği sözleşmeye hastaneye kabul sözleşmesi adı verilmektedir. Hastaneye kabul sözleşmesinin kurulması için herhangi bir şekil şartına uyulması zorunluluğu bulunmamaktadır; hatta bu sözleşmenin zımni irade açıklaması ile kurulması dahi mümkündür.
Bu şekilde hastaneye (hasta) kabul sözleşmesi adı altında, birden fazla edimi içeren, karma yapıda ve nitelikte bir sözleşme ilişkisinin kurulması söz konusudur. Bu sözleşme, özel hastane sahibi/işleticisinin, ayrıca bir tedavi yükümünü üstlenmiş bulunup bulunmamasına göre, tam (bölünmemiş) ya da kısmî (bölünmüş) hastaneye kabul sözleşmesi görünümünde kurulmuş olabilir. Özellikle, tam hastaneye kabul sözleşmelerinde, hastane işleticisinin hastaya karşı; hastalığın teşhis ve tedavisi için gerekli tıbbi hizmetlerin verilmesi edimi başta olmak üzere, hastane bakımının sağlanması, hastanenin organizasyonu ve işleyişini gerçekleştirme yükümleri asli edim yükümleri olarak ortaya çıkmaktadır…’’ şeklinde geniş bir açıklamaya gidilerek hastane kabul sözleşmelerinin hukuki açıklaması yapılmıştır.
Hastane kabul sözleşmelerine ilişkin dikkat edilmesi gereken ilk nokta, verilecek sağlık hizmetinin niteliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tip bir sözleşmenin varlığından söz edilebilmesi için hastanın ayakta tedavi edilmiş olmaması, bir oda tahsis edilerek tedavisinin gerçekleştirilmesi gereklidir.
Bir diğer tabir ile hasta, yatarak tedavi edilmiş olmalıdır. Yalnızca gözlem amaçlı dahi olsa bir odaya alınan hasta ile hastane arasında kabul sözleşmesi kurulduğundan bahsedilebilir. Fakat kısa süreli tedaviye giren tahlil alınması gibi işlemler ayakta tedavi edildiği için bu sözleşmenin varlığından söz etmek mümkün değildir.
Hastaneye kabul sözleşmesinin tarafları, sağlık hizmeti vermeyi taahhüt eden özel hastane ile tedavi görecek olan kişidir. Sözleşmenin kurulmasında uyulması gereken herhangi bir şekil şartı yoktur. Hastaneye kabul sözleşmesi, her detayı içeren yazılı bir biçimde yapılabileceği gibi yalnızca sözlü olarak iradenin belirtilmesi yoluyla da kurulabilir. Sözleşmenin yazılı biçimde kurulması, doğabilecek hukuki ihtilaflarda delil teşkil etmesi açısından yararlıdır. Fakat yazılı bir sözleşmenin var olmaması, özel hastanenin tedavi görecek kişiye karşı yerine getirmesi gereken borçları ve bunu yaparken uyması gereken kuralları ortadan kaldırmaz.
Bu sözleşme ile sözleşmenin tarafları karşılıklı olarak borç altına girmektedir. Temel olarak hastane, tedavi amaçlı olarak hizmet almak isteyen tarafa karşı tedavinin uygun koşullar altında ve işinde ehil çalışanlar tarafından gerçekleştirilmesi borcunu üstlenir. Hasta kabul sözleşmesinde tedavi alan kişi ise aldığı hizmet karşılığında belirlenen bir miktar parayı ödemeyi taahhüt eder. Kabul sözleşmelerinde temel şartların yanında ek şartlar belirlenebilir, fakat bu şartlar hiçbir şekilde ilgili yasaların genel hükümlerine aykırılık teşkil edemez. TBK’nin 116. maddesinde yer alan ‘’Uzmanlığı gerektiren bir hizmet, meslek veya sanat, ancak kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütülebiliyorsa, borçlunun yardımcı kişilerin fiillerinden sorumlu olmayacağına ilişkin anlaşma kesin olarak hükümsüzdür…’’ şeklindeki düzenleme buna örnek teşkil eder.
Hastaneye Kabul Sözleşmesi Türleri Nelerdir?
Hastaneye kabul sözleşmelerinin taraflara yüklediği sorumluluklar, yapılan anlaşmaya göre değişkenlik gösterir. Sözleşme içeriğine ve yapılan düzenlemelere göre hastaneye kabul sözleşmesi birçok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
Tam Hastaneye Kabul Sözleşmesi: Sözleşmenin hastane tarafının, hasta kişiye vereceği teşhis, tedavi gibi sağlık hizmetleri ile birlikte beslenme, temizlik, bakım gibi ihtiyaç duyabileceği her türlü ek hizmeti sağlamayı taahhüt ettiği sözleşme türüdür. Bu şekilde yapılan sözleşmelerin tıbbi yönde hastaneye yüklediği tedavi borcu hakkında vekalet sözleşmesi hükümleri uygulanır.
Bunun sebebi ise kanun ile yapılan düzenlemelerin hiyerarşik olarak Yargıtay kararlarından üstte olmasıdır. Hastane kabul sözleşmeleri kanunlarda düzenlenmemiş olduğundan mevzuatta bir hizmete dair başkaca düzenlemelerin uygulanması kararlaştırılmış ise öncelikli olarak bu hükümler gözetilir. Bu bakımdan sözleşmenin tarafı olan hasta, alacağı olumsuz hizmetten yalnızca hastaneyi sorumlu tutabilir.
Tam hastaneye kabul sözleşmeleri, hekimlik sözleşmesi olmaksızın yapılabileceği gibi hekimlik sözleşmesi ilaveli biçimde de yapılabilir. Hasta ile hastane arasında yapılacak kabul sözleşmesi çerçevesinde hastane, duruma uygun hekimi bizzat görevlendirir.
Hekimin doğrudan hastaya karşı yükümlülüğü bulunmaz, yalnızca tedavi borcunun yerine getirilmesine yardımcı olur. Hekimlik sözleşmesi ilaveli kabul sözleşmelerinde ise hekim, hastane ile birlikte doğacak hukuki ihtilaflarda taraf olarak sorumluluk sahibi olur.
Bölünmüş Hastaneye Kabul Sözleşmesi: Hastanenin tedavi harici her türlü hizmeti yerine getirme borcunu üstlendiği, teşhis ve tedavi borçlarının ise hastane bünyesinde bulunmayan başka bir hekim tarafından yerine getirildiği sözleşme türüdür. Bu tür sözleşmelerde hastane tarafından barınma, yeme içme ve bakım gibi yükümlülükler üstlenilir. Hastanın tedavisini ise hasta ile arasında ayrı bir ilişki bulunan hekim gerçekleştirir. Örneğin özel olarak bir tedavi yürüten hekimin, hastanın yatışı gerekmesi hâlinde hastane ile anlaşması sonucu tedavi hariç sorumlulukları hastanenin yüklenmesi bu sözleşme türünü oluşturmaktadır.
Tıbbi bakım, teşhis ve tedavi süreçleri insan hayatını doğrudan etkileyen çeşitli adımlardan oluşur. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yer alan sosyal devlet ilkesi gereğince halk sağlığına ilişkin düzenleme ve yaptırımlara hukuk düzeni içerisinde oldukça geniş yer verilmiştir. Doğrudan devlet eli ile varlığını devam ettirmeyen, özel teşebbüs sonucu kurulan hastanelerde gerçekleştirilecek bu türdeki işlemler de hukuki müeyyidelere bağlanmıştır. Kişinin en önemli varlığı olan sağlık hususunda hastane kabul sözleşmelerine dair her türlü soru ve sorunlarınız hakkında danışmanlık hizmeti almak için sağlık hukuku alanında hizmet veren Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık Ofisi ile iletişime geçebilirsiniz.